Evlilik iki kişilik değildir.
Büyüklerimiz evlenince bir kişi ile değil, onun ailesi ile evlenirsin, derken biraz haklı olabilirler. Evlilikte aileler de plana dahil olurlar. Onların istekleri ve ihtiyaçları sizin evliliğinizde belirleyici olabilir.
Her an her şey değişebilir.
Evlilik boyunca insanlar birçok şey yaşarlar. Tüm bu deneyimler onlar şekillendirecektir. Yani, belli bir yaştan sonra insanlar değişmez düşüncesi yanlıştır. İnsanlar devamlı değişir ve dönüşürler. Evlilik boyunca da karşınızdaki kişinin değişimine uyum sağlamanız gerekebilir.
Aldatılma ihtimaliniz olduğu gibi aldatma potansiyeliniz de hep vardır.
Psikologlara göre her insanın aldatma potansiyeli hep vardır. Kişi ne kadar sadık ve dürüst gibi görünse de çocukluk deneyimleri bu potansiyelin belirleyici faktörlerindendir. Diğer yandan aldatılma ihtimaliniz olduğunu da bilmelisiniz.
Partnerinizden sakladığınız ne varsa bir gün ortaya çıkacaktır.
Nasıl olsa ortaya çıkmaz, diye sevgililik döneminde saklanan birçok sır evlilikte ortaya çıkacaktır. Bunlar size küçük yalanlar gibi geliyor olsa bile güvensizlik doğuracaktır. Bu nedenle evlilik öncesi ne varsa konuşmayı ve açıklamayı denemelisiniz.
Tartışabilen çiftler daha mutlu olurlar.
Tartışmak zihnimizde olumsuz bir eylem gibi canlanıyor olsa da aslında evlilikte tartışmak ilişkiyi canlı tutabilir. Fakat tartışmaları kavga etmek ya da şiddete başvurmak ile karıştırmamalısınız. Bahsettiğimiz şey zıt görüşlerde olmanıza rağmen birbirinizin fikirlerini dinleyebiliyor ve fikir alış verişi yapabiliyor olmak.
Hayatta "sürekli" mutluluk diye bir şey yoktur.
Evlilik boyunca her anınızı birlikte paylaşacaksınız ve her ne olursa olsun en çok vakit geçirdiğiniz kişi eşiniz olacak. Bu fikir başta garip gelse de zamanla duygu ve düşüncelerinizi karşı tarafa yansıttığınızı fark edeceksiniz. Çünkü o artık sizden biri gibi olacak. Bu durumda onun duygu değişimleri ile üzülüp, sevinebileceğinizi unutmayın. Diğer yandan hayatta sonsuz olasılıklar vardır ve hep mutlu olmak mümkün değildir.
Ortak bir alanı paylaştığınızı unutmayın.
Aynı evi, mutfağı, oturma odasını, yatağı ve banyoyu paylaştığınız bu kişiye karşı sadakat sorumluluğunuz olduğu gibi yardım etmek yükümlülüğünüz de vardır. Ortak bir alanı paylaşırken onun istek ve ihtiyaçlarını da göz önünde bulundurmayı unutmamalısınız.
Özgürlüğünüzden taviz vermeniz gerekebilir.
Evlilik ortak bir hayatın sorumluluğunu kabul etmektir. Sorumluluklar bazı isteklerimizi kısıtlayabilir. Örneğin diğer maddede bahsettiğimiz ortak alan konusu yalnız kalabileceğiniz alan konusunda kısıtlanmış hissettirebilir ya da ev işlerine yardım ederken dinlenme sürenizden feragat edebilirsiniz.
Partneriniz sizin anneniz/babanız değildir.
Şimdiye dek anne ve babanızın sorumluluğundaydınız. Hastalandığınızda saatlerce başınızda bekleyen anneniz ya da başınız sıkıştığında koşulsuz yardım aldığınız babanız vardı. Fakat partneriniz sizin anne-babanız değildir. Ondan koşulsuz sevgi, ilgi ve yardım bekleyemezsiniz.
Aranızda yaşanan kavgalar ve sürtüşmeler aranızda kalmalıdır.
Uzmanlar konuşmanın ve derdinizi anlatmanın psikolojinizi iyileştirdiğini söylüyor. Ancak dedikodu yapmak başka bir şeydir. Bu ikisi arasındaki farka dikkat edin. Eşinizi bir başkasına şikayet etmek ya da onun kötü huylarını çekiştirmek ruhunuza asla iyi gelmez.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder